OBEZİTE ve MORBİD OBEZİTEDE CERRAHİ TEDAVİ

Günümüzde obezite cerrahisinde pek çok cerrahi yönteme yer verilmektedir. Burada günümüzde en sık yapılan ve en iyi sonuç alınan iki yöntemden bahsedeceğiz. Bu cerrahi tedaviler sadece obeziteyi tedavi etmekle kalmayıp, obezitenin yol açtığı sekonder hastalıklar ve obezite ile ilişkili primer hastalıklar üzerinede çok etkili olduğu için bu cerrahi girişimlere günümüzde Metabolik ve Bariatrik Cerrahi denmektedir. Metabolik Sendrom tıbbi rahatsızlıkların kombinasyonudur, ve birlikte kardiovasküler hastalıklar ve diyabet oluşma riskini arttırırlar. Metabolik Sendrom’un ameliyat yöntemleri ile tedavi edilmesine Metabolik Cerrahi denir.

OBEZİTE CERRAHİSİ KİMLERE UYGULANMALIDIR

Obezite , diyabet, kolesterol ve tansiyon yüksekliği ile karakterize tabloya Metabolik Sendrom denmektedir. Metabolik Sendrom’lu ve / veya tek başına VKİ’si 40’ın üzerinde olan hastaların uzun süre sağlıklı bir yaşam surebilmeleri mümkün görünmemektedir. Hayatı tehdit edebilecek olaylar meydana gelmeden bu sorunun mutlaka çözülmesi gerekmektedir.

Dünyada cerrahlar arasında genel görüş VKİ’si 40’ın üzerinde ise veya VKİ’si 35’in üzerinde olup metabolik sendroma neden olan sistem bozuklukları mevcut ise, hasta diyet ve egserzis yöntemleri ile kilo verememiş ise Obezite Cerrahisi için uygun bir adaydır.

Doktor, diyetisyen kontrolü altın da bilinçli bir şekil de gıda alımını kontrol eden, fizik egzersizlere bu süreyi destekleyip aşırı kilolarından kurtulan ve yeni alışkanlıklarını koruyarak kilolarını koruyabilen kisilerin yanın da; her şeyi denemelerine rağmen aşırı kilolarından kurtulamayan kişiler için Obezite ameliyatları bütün bilim Dünyasında artan bir destekle savunulmaktadır.

İştahın kontrol edilmesi sadece irade ile olmamaktadır, birçok Kimyasal ve Hormonal maddelerin etkilediği kompleks bir mekanizma ile meydana gelmektedir. O nedenle arzu etmesine ve çaba göstermesine rağmen, bunu gerçekleştiremeyenler için utanılacak bir durum söz konusu değildir.
Bu durum da söylenenler ve okunanlar yarar sağlamamaktadır. Sağlığı uzun vade de mutlaka bozacak riskler içeren böyle bir durum da kişinin sağlığını koruyabilmek için Obezite Cerrahisini düşünmesi gereklidir.

2013 yılın da Bariatrik Cerrahinin sınırları genişleilmiş ve Vücut Kitle İndeksi % 30-34.9 arasın da olan ve diyabeti bulunan ve diyabeti

uygulanan tıbbi tedaviye cevap vermeyen hastalarda Bariatrik cerrahinin erken tercih edilmesinin önemi bildirilmiştir.

Bütün cerrahi girişimler gibi riskler, bazen (nadir olarak) hayatı tehdit eden komplikasyonlar, Obezite Cerrahisinde de mevcuttur.

Bugün 10000- 20000 kişilik ameliyat serilerinin istatistiki değerlendirme sonuçları incelendiğinde, % 1-4 arasında değişen
ameliyat riskleri bulunmaktadır. Yandaş hastalığı bulunan ve kilo veremeyen Obez kişilerde ve Morbit Obez kişilerde meydana gelecek kaçınılmaz hastalıkların riskinin %30 olduğu, bu hastalıklara bağlı Kardiyo - vasküler hastalıklar ile kalp krizi ve beyin İnfarktüsü sonucu felçlerin oluşma riskinin % 50 olduğu belirtilmektedir. Fayda ve zarar açısından bakıldığında ameliyat riski, olmadığı zaman maruz kalabileceği hastalık riskleri ile karşılaştırıldığında ciddi anlamda daha azdır.

Bu çok değerli çalışma, kendi arzuları ve profesyonel yardım almaları durumunda da dahi kilo veremeyen kişilerin, bu durum sağlıklarına uzun dönem de zarar vermeden Cerrahi yi tercih edebilecekleri yönün de güçlü öneride bulunmaktadır. Modern Cerrahinin bizlere sağlamış olduğu yeni tekniklerde başarılı şekil de uyguladığımız bu ameliyatlar, hastalar için tercih edebilecekleri hayat kurtaran önemli bir seçenek olmuştur. Bu görüş bütün bilim otoriteleri tarafından artık tartışılmadan desteklenmekte, hatta Morbit Obez kişiler de eğer Diyabet hastalığı da gelişmiş ise, Diyabetin tedavisinde, hastalık çok ilerleyip kalıcı hasarlara yol açmadan İlk tercih edilecek tedavi yöntemlerinden birinin Cerrahi olmasını istatistiki sonuçlarla savunan ve öneren bilim adamları mevcutdur.

1 – LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ

Genel anestezi altında uygulanır. Midenin çıkış noktasına yakın olan kısmına antrum denilir.
Mide çıkışı pylor denilen bir açıklık ile duodenuma (oniki parmak bağırsak, ince bağırsağın başlangıç kısmı) açılır. Ameliyat iki ana girişimden oluşur.İlk bölüm de midenin büyük -uzun kenarındaki damar ilişkisi yemek borusunun köşesine kadar tamamen kesilir. İkinci bölüm midenin küçültülme işlemidir. Pylordan 2-4cm kadar bir antrum bölgesi korunarak, Stapler denilen (dokuyu aynı zamanda önce kenarlarını diken ve iç kısmını kesen ) özel aletlerle kesilerek , mide daraltılmaya başlanır. Bu şekilde genişlemiş mide dokusu adeta tüpe benzer bir şekilde yemek borusuna kadar staplerlarla kesilir. Bu keslen yüzey eriyen dikiş materyeli ile dikilerek güçlendirirlir. Boşta kalan mide parçası karın dışına çıkarılır. Geriye tüpe benzer ince uzun ve 80-100ml hacminde bir mide dokusu kalır. Sleeve gastrektomi son yıllarda hızla popüler olmakta ve birçok cerrahi merkezde tercih edilmektedir. Amerikan Endokrinoloji derneği, Amerikan Metabolik ve Obesite Cerrahi Derneği ile Obesite Mücadele derneği
gibi seçkin uluslararası derneklerin üçünün birden yaptığı açıklama da, SLEEVE Gastrektominin uygulanması ve sonuçları ile tercih edilmesi
gereken Bariatric Cerrahi girşimlerden biri olarak kabul edildiği ve tavsiye edildiği belirtilmektedir..

Normal anatomik yapı korunmaktadır ve gıdanın geçişi normal yolla olmaktadır. İrrreversibl bir girişimdir,yani geriye döndürülmez.Erken post operatif komplikasyonlar olabilir. (sızıntı ve kanama gibi) Ancak iyileşme tamamlandıktan sonra geç komplikasyonlar çok nadirdir. Kilo kaybı için kritik yakın takip protokolü gerekmez. Komplikasyonları açık cerrahi girişimi gerektirebilir hayatı tehdit edebilir, yogun bakım tedavisi gerektirebilir ve hastanede kalma süresini çok uzatabilir.
Hastalar genellikle her türlü gıdayı yiyebilirler.

2 – LAPAROSKOPİK GASTRİK BYPASS

Midenin yemek borusundan sonraki küçük bir bölümü 80-100cc. hacminde bir kısmı korunarak, Stapler ile önce paralel daha sonra dik bir şekilde yemek borusuna zarar vermeden kesilir. Midenin geri kalan kısmı ile başlangış kısmı arasındaki irtibat bu şekilde kesilmiş olur. Mide çıkışından itibaren 75cm bir ince bağırsak ölçülür ve yukarıya doğru getirilir. İnce bağırsak 75.cm de Stapler ile ikiye kesilir. Aşağıya doğru devam eden bağırsak tarafı ile mide arasında gıdaların geçebileceği bir ağız yapılarak geçiş sağlanır. Bu noktadan itibaren aşağıya doğru 150cm ince bağırsak yukarıya çekilir ve mide den itibaren 75.cm de kesilmiş olan ince bağırsağın getirici kısmı 150.cm de ince bağırsağa ağızlaştırılarak mideden, karaciğer safra yolları ve pankreastan gelen salgıların ince bağırsağın 150.cm’e akmasını sağlar. Bu ameliyat şekli ile hem mide küçültülerek gıda kısıtlayıcı bir işlem yapılmış olur , hem de gıdaların ince bağırsağın yarısından sonraki kısmına dökülmesi sağlayarak emilim bozukluğuna yol açmış olur. Her iki etki ile birlikte hızlı bir şekilde kilo kaybı meydana gelir.

  • Komplikasyon görülme sıklığı diğer yöntemlerden daha fazladır.
  • Esas olarak irreversible (geriye dönüşü olmayan)dır. Ancak çok gerektiğinde meşakkatli bir cerrahi ile duzeltilebilir.
  • Cerrahi gerektiren bir komplikasyon oldugunda genellikle açık cerrahi gerekebilir.
  • Malabsorbsiyon ( gıdaların emilim bozukluğu) girişimin bir parçasıdır.
  • Destek besin takviyesi esastır.
  • Bir çok gıdaya karsı tolerans bozukluğu gelişebilir, Dumping Sendromu diye belirtilen gıdaların mideden bağırsağa hızlı geçişine bağlı bir rahatsızlıyor gelisebilir.
  • Ameliyat sonrası kusmalar görülebilir.

AMELİYATLARIN ETKİSİ.

Her iki ameliyat şeklinde de başarılı ve hızlı bir şekilde kilo kaybı gerçekleşmektedir.

10 yılı aşkın ameliyat sonrası takip sonuçlarında hastalarda erişkin tipi diyabet (şeker hastalığı) denilen Tip2 Ditabetin büyük oranda iyileştiğinin görülmesi bu konuda çalışmaların yapılmasına ve Tip2 Diyabetin tedavisinde bu cerrahilerin yeri olabileceği konusunda yaygın tartışmalar yapılmaya başlanmıştır. Diyabet üzerine olan bu iyileştirici eykisinin tüm nedenleri günümüzde bilinmemekle birlikte bazı hipotezler yer almaktadır.

AMELİYAT ÖNCESİ HASTANIN BİLGİLENDİRİLMESİ

Ameliyat doktorunuz ile ilk görüşmenizi yaptıktan ve ameliyata karar verdikten sonra Fiziki ve Ruhen(Mental) ne gibi hazırlıkların yapılması gerektiğini öğrenilmesi ve bunların eksiksiz yapılması ameliyatın başarısını artıran önemli bir basamaktır. Cerrahi girişimin özelliklerini ve daha sonraki yaşamınızda sizin hasta olarak sorumluluklarınızı bilmeniz, erken iyileşmeyi, iyi netice almayı ve takip sırasında daha az sorunla karşılaşmayı sağlayacaktır.

DOKTORUNUZ İLE BİRLİKTE HAZIRLANMAK

  • Doktorunuzun, cerrahi işlemden önce sizinle görüşüp, muayene ederek uygulanacak cerrahiyi etkileyecek başka bir saglık sorunu olmadıgından kesinlikle emin olmalıdır.
  • Kan testleri, Akciğer grafiği gibi testler ameliyata bir hafta kala yapılmalıdır.
  • Almaya devam ettiginiz ilaçları takip eden doktorunuzla (aile doktorunuzla) görüşüp hangilerine devam etmeniz hangilerini kesmeniz konusunda bilgi sahibi olmanız ve bu bilgiyi ameliyat doktorunuza iletmeniz gereklidir.
  • Ameliyat oncesi kan gerekip gerekmeyecegini görüşmeniz gerekli ise Ameliyattan önce kendi kanınızı vererek ameliyatda kendi kanınızı kullanma imkanını konuşmalısınız.
  • Ameliyattan önce kilo vermek ameliyatı kolaylaştırıcı bir özelliktir ancak ameliyattan önceki bir ay süresinde diyet yapmak olumsuz etki yaratacağı için yasaktır.
  • Eger aspirin veya antienflamatuar ilaçlar kullanıyorsanız bunları kanama riskini azaltmak için 1 hafta önce bırakmalısınız.
  • Eğer sigara içiyorsanız, sigarayı bırakmanız veya çok azaltmanız cerrahi riskleri azaltır ve erken iyileşmeye yardımcı olacaktır.
  • Diş, diş eti, damak, mesane veya benzeri bir organ enfeksiyonu varsa bunların ameliyat öncesi mutlaka tedavi edilmesi gereklidir.
  • Düzgün ve dengeli bir diyet yapmalı ve bu multivitamin ve Demir ile desteklemelidir.
  • Vücudunuz da olabilecek bütün enfeksiyon odaklarını ameliyat doktorunuza mutlaka belirtmelisiniz. Bu enfeksiyon odakları tamamen yok edilmeden cerrahi girişim uygulanmamalıdır.

AMELİYAT SONRASI EV'in PLANLANMASI

Ameliyat sonrası evde isleri (yemek yapmak, bulaşık çamaşır gibi isler, alışveriş) yapmak, için bir yardımcı bulmak gerekir.
Ayağınıza takılabilecek kordonları ve kolayca kalkabilen kilimleri düşme riskini yönetmek için ortadan kaldırmalısınız.
Evde rahat ve emniyetli oturmanızı sağlayacak iki kolunuzu da kenarlarına koyabileceğiniz sağlam bir koltuğunuz olmalı.

AMELİYAT İÇİN BÜTÜN HAZIRLIKLARIN EKSİKSİZ TAMAMLANDIĞINDAN EMİN OLMALISINIZ.

AMELİYAT GUNÜ HASTANEYE GELİRKEN

Sabah size belirtilen saatte hastaneye aç (oruç gibi) gelinir.
Ameliyat oncesi alınması gereken ilaçlar varsa bir kahve fincanı kadar çok az bir su ile içilir.
Açlık kan şekeri seviyesi çok önemlidir. Özellikle Diyabeti olan hastaların Ameliyata gelirken nasıl gelmeleri gerektiğini detaylı olarak doktorlarından öğrenmeleri gerekir

AMELİYATIN KOMPLİKASYONLARI

BMİ i 40 ın üzerinde olan hastalarda ve ayrıca yandaş başka organ hastalıkları bulunan hastalarda aşırı yağlanmaya bağlı ameliyat sonrası riskleri yüksek oranda mevcutdur.

Ameliyat sonrası Akciğer iltihaplanması, yara iltihaplanması, bacak damarlarında kanın
pıhtılaşması, bu damarlarda oluşan pıhtının akciğere gitmesi (akciğer embolisi), stapler
kullanılarak kesilen mide kısımlarında erken veya geç devrede kaçak olması (bu durum
oldukça ciddi sorunlara yol açabilir), nadir de olsa hastanın bu komplikasyonlara bağlı olarak hayatını kaybetmesi gibi riskler taşımaktadır.

Özetle sonuçları gerçekten de çok yüz güldürücü olan bu ameliyatların ciddi
Komplikasyonları olabileceği unutulmamalı ve bu nedenle ameliyat, ancak uzun
süre diyet ve tıbbi tedavi uygulanmış ancak başarı sağlanamamış hastalarda
uygulanmalıdır.

Bülent TUĞRUL

Haberler

Uluslararası Diyabet Federasyonunun (IDF) Bariatrik Cerrahi Görüşü

-Uluslararası Diyabet Federasyonu Obez ve Tip2 Diyabeti olan hastalarda erken Cerrahiyi Destekleyen Görüşünü 2. Dünya Kongresi Sonunda Açıkladı.

Yazının Devamı

Foto GaleriVideoadres bilgilerTeelfon